WEBLERİN EN İYİSİ KÖYÜMÜN DÜNYAYA AÇILAN KAPISI

Açılış Sayfam Yap Sık Kullanılanlara Ekle İletişim


 
ILGAZ ÇÖREKÇİLER KÖYÜ SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ
SİTEMİZE HOŞ GELDİNİZ  
  ANASAYFA
  BENDEN YORUM
  KÖYÜMÜN VİDEOLARI 1
  KÖYÜMÜN VİDEOLARI 2
  GELENEK ve GÖRENEKLERİMİZ
  RESİM GALERİSİ
  RESİMLER
  ÇÖREKÇİ DEDE ve KÖYÜMÜZÜN ADI
  FAYDALI BİLGİLER
  ŞANS OYUNLARI SONUÇLARI
  Jilet, sakalın itibarını tıraş etti...
  ATATÜRK VE ANILARI
  FIKRA SAYFASI
  KÜLTÜREL
  BiR TEBESSÜM HİKAYESİ
  KEDİYİ KAÇIRMAYIN (oyun)
  UYANMA PLATFORMU
  => PSİKOLOJİK HARP
  => Son yılların güzel sözü
  => İkinci Çuval Operasyonu!
  => Son günlerin en güzel yazısı
  Onları ölüm bile
  Kaz göndersem
  Ayak mantarı bulaşıcıdır
  Üç Hikaye - Üç Ders - Bir Söz
  Maya kehanetleri
  Ağustos boceği ile
  Harika bir yazı... Lütfen
  Wikileaks & Türkiye
  SARIMSAK VE LİMONUN MUCİZESİ
  16 Dilde Sözlük
  KÜÇÜK BİR ÇOCUK
  Kırlangıçları hep çok sevdim
  Nükleer ve Kaddafi
  Türk Füzeleri
  DOĞA İÇİN ÇAL
  RADYO FENOMEN
  Müzik Sitemiz

******

manşetler

NTVMSNBC'ye gider

*******

Toplist Banner Network

Display Pagerank

Genel

İkinci Çuval Operasyonu!
İkinci Çuval Operasyonu!




Türk askerine karşı ikinci çuval operasyonu...

ENVER SEDAT, ÖZEL KUVVETLER KOMUTANLIĞI VE İŞGAL FAALİYETLERİ


Tarih 06 Ekim 1981, Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat bir tören esnasında öldürüldü. Suikastı düzenleyenlerin Müslüman Kardeşler olduğu söylendi. Sedat’ın İsrail’le yakınlaştığı için öldürüldüğü iddia ve ifade edildi. Ancak bilinmeyen bir gerçek vardı. Nil Deltası’nda savaşmak üzere 1980 yılına kadar Mısır sadece bir TUGAY Özel Harekat Birliği yetiştirmişti. 1980 yılının ortalarına doğru Enver Sedat tarihi bir karar aldı; 1981 yılının sonuna kadar ikinci bir Özel harekat Tugayı’nın yetiştirilmesi emretti. Hemen işe başlandı 2 Tugaylık eleman seçildi ve yetiştirilmeye başlandı. 1981 yılının Mayıs ayında tüm seçmeler tamamlanmış ve elemeler sonucu elde 1 Tugay ve emniyet payı olarak da artı % 10 eleman kalmıştı. Enver Sedat, bu kararı vermeden önce çevresinde çok güvendiklerine konuyu açmıştı. O günden itibaren ABD’nin değişik baskılarına maruz kalmış, kendisi ve ailesi ile ilgili pek çok dosya uluslar arası ve ulusal medyaya verilerek önce şantaj sonra da yayın operasyonu başlatılmıştı. Sonunda ABD'nin taşeronu Müslüman Kardeşler Örgütü tarafından öldürüldü.
Uzun yıllar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin zeki (!) askeri ve sivil bürokratı Ortadoğu’da Müslüman Kardeşler ile çalıştı ve operasyonlar (!) yaptırdı. En son büyük bir utanç vesilesi olarak tarihe geçen Mercedes Operasyonu’nda da Müslüman Kardeşlerden yardım ve destek alınmıştı.
Peki bizdeki Özel Kuvvetler Komutanlığı üzerinde estirilen ahlaksız fırtına ile bunun ne alakası var diyebilirsiniz.
Küresel Eşkıya ABD’nin Irak’ta düzenlediği ilk ÇUVAL OPERASYONU Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı üzerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Türk Milleti’ne bir meydan okumaydı ve çok da başarılı oldu. Onurumuz, şerefimiz iki paralık edildi. O tarihten sonra Ortadoğu ve Kafkaslar Bölgesi’nde bizimle hareket etme isteğinde olan tüm unsurlar, başta Türkmenler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne güvenemez oldular. Kendi başlarının çaresine baktılar.
2006 yılında Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı Tümen seviyesinden Kolordu seviyesine çıkarıldı. ABD, İsrail ve onların Türkiye’deki artıkları bas bas bağırmaya başladılar.
Bu operasyon, hamam böceği kadar bile hükmü ve değeri olmayan Hüsnüyadis’in torununa karşı yapılacağı iddia edilen düzmece suikast iddiasından sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başına yine Özel Kuvvetler Komutanlığı üzerinden geçirilen İKİNCİ ÇUVAL’dır. Bu kez işin başında ABD’nin Eş Başkan adı altında ülkemizin başına tebelleş ettiği Türk Pasaportlu bir başka yaratık ve şürekası vardır. Emir Küresel Eşkıya’dan gelmiştir. Küresel Eşkıya’nın teknolojisi kullanılarak Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki bütün bilgisayarlardan bilgiler çekilmiş, işlenmiş ve sonunda da Türkiye’deki veled-i zinaların eline, bulmaları gereken her türlü doküman ve belgenin haritasına kadar her şey verilmiştir.
Bu operasyon ERGENEKON adı verilen şarlatanlığı ağızlarına-yüzlerine bulaştıranlara verilen ikinci büyük kozdur.
Bu operasyona Kırma OBAMA’nın Afganistan’da kullanılmak üzere istediği Türk Askeri birlikleri konusunda Türk Genelkurmay Başkanlığı’nın İTİRAZI ve teklifi REDDETMESİ sonucunda karar verilmiştir. Operasyon için 1999 yılından beri devam eden hazırlıklardan elde edilen tüm bilgilerden, Fettoş’un Özel Harekat’ın çok önemli noktalarına sızan rütbeli-rütbesiz personelinin günlük raporlarından büyük ölçüde faydalanılmıştır.
Neden? Neden?
Orgeneral KIVRIKOĞLU’ndan bu yana Özel Kuvvetler Komutanlığı, NATO’nun ve ABD’nin “çantada keklik” gördüğü bir kuvvet olmaktan çıkmış MİLLİ olmuştur. Özel Kuvvetler Komutanlığı felç edilmeden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne zarar verebilmek neredeyse imkansızdır. Dahası, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın başına çuval geçirmeden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni dizleri üzerine çökertmek mümkün değildir. Peki komutanlar (!) neden sessiz ya da tepkisiz görünmektedirler? Onun yorumunu sizlere bırakıyorum, buraya yazıp da sizlerin midenizi bulandırmak istemem.
Ancak tezgah çok boyutludur. Armenian and Kurdish Party’nin Yüce Mahkeme’deki en önemli kuklası, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’na aykırı olarak çıkarılan bazı yasaların mahkeme tarafından incelemesini kasıtlı olarak geciktiriyor. O da kendi üzerine düşeni yapıyor.
Diğer taraftan, olayı “vaka-i adiye”den kabul etmek ve böyle yansıtmak en hafif ifade ile şarlatanlıktır.
Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı’na karşı ilk operasyon Org.Çevik BİR denen mezhebi, meşrebi, menşei belirsizin planı ve komutası ile gerçekleşmişti. “Nasıl olur?” demeyin. 28 ŞUBAT denen şarlatanlığı bambaşka kılıflar altında tezgahlayıp uygulatan bu adam emekli olduktan sonra, Fettoş’un sağ kolu İhsan KALKAVAN’a danışmanlık yapmıştır. Muhtemelen bu görevi de hala sürdürmektedir.


KLERANS İHLALLERİ

Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yapılan aramalar esnasında o karargahta olmasına ve üst düzeyde bulunmasına rağmen pek çok rütbelinin Nüfuz Etmesi’ne dahi izin verilmemiş KOZMİK BELGELER’e, hiçbir güvenlik soruşturması yapılmamış savcılar ve hakimler belgelere nüfuz etmiş, belgeler kamerayla da olsa kopyalanmıştır. Bunun anlamı şudur. KLERANS İHLALİ. Yani, KOZMİK BELGELER artık birer paçavradır. Yakılarak yok edilmesi gereken Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığı ve bekası ile ilgili ÇOK GİZLİ gizlilik derecesine sahip dokümanlardır. Kısaca Türkiye Cumhuriyeti Devleti şu anda savunmasız durumdadır. Çünkü ÇOK GİZLİ planlar, ilgisiz ve yetkisiz kişilerin eline geçmiştir.
Özel Kuvvetler Komutanlığı aynı planları sil baştan yapmak zorundadır ve bunun için gereken en az süre 8 aydır.
Burada kullandığımız KLERANS kavramı, en basit anlamı ile görevli şahısların YETKİ düzeylerini belirleyen GÜVENLİK ve YETKİ belgesidir diyebiliriz. Bu belge rütbesi ne olursa olsun birine verilmesi gerekiyorsa, o kişinin yedi ceddi, eşi, çocukları, akrabaları, özel bağlantıları, arkadaşları, eş ve dostları, tarikat ve örgüt bağlantıları oya işler gibi araştırılarak verilmektedir.
Aramalara sadece bir polisin o da elinde kamera ile sızabilmiş olması belki bir tesellidir. Çünkü, bu kez Fettoş’un copları, ERGENEKON sürecinde olduğu gibi neyin savcısı olduğu belli olmayan adama dikte edemeyeceklerdir. Savcı adına atacakları sahte imzalarla arama, tutuklama yapamayacaklar, tahliye isteklerini bürolarında yazıp imzalayıp başvuran müvekkillere RED kararlarını tebliğ edemeyeceklerdir.
Hatırlar mısınız bilmem, bir ara Armenian and Kurdish Party’in bir kuklası “Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı Karargahı’nın ne işi var diye zırlamıştı.”
İnternet arama motorlarında o tarihe gidin ve bu operasyonun ne zaman başlatıldığını kendi gözlerinizle görün.
ATATÜRK’n Gençliğe Hitabesi’ndeki şu cümleleri sizlere hatırlatmak isterim:
“Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler.”
Ama kimse korkuya, umutsuzluğa ve şüpheye kapılmasın, bu savaşı er ya da geç MİLLİ KUVVETLER kazanacaktır. Akılla, bilgiyle, çalışmayla ve davayı şahsi menfaatlerinin üzerinde tutarak. İnançlı olmak lazım, beynimizdeki son hücreyi de bu uğurda kullanmadan ölmek bizlere haramdır. Yani bu uğurda ölürüm diyerek değil, “bu uğurda ceset oluncaya kadar mücadeleye devam ederim, sonra da cesedimi bu davaya veririm” diyerek mücadele edilmelidir. 

 

Gönderen Cem YAREN

28.12.2009 18:22:00

 

KAYNAK : http://www.internetajans.com/default.asp?NID=87918

 

 

 
   
BİRBİRİNİZDEN HABERİNİZ OLSUN LÜTFEN YAZILARINIZI BURAYA YAZIN  
 
*********


 
 
 

* ** ********

*****

 
 
 
BİLGİLERİNİZ SİSTEMİMİZE KAYDEDİLMEKTEDİR.
BİLGİLERİNİZ SİSTEMİMİZE KAYDEDİLMEKTEDİR **** *****
 
AÇIKLAMA : Bu site ismi verilen dosyaların kendilerini barındırmamaktadır ve sorumlulukları kaynaklara aittir. Hak sahibinin talebi durumunda derhal sitemizden kaldırılacaktır. Sitede verilen linklerin yasalara aykırı kullanımı karşısında oluşabilecek hiçbir sorundan sitemiz sorumlu değildir .

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol