WEBLERİN EN İYİSİ KÖYÜMÜN DÜNYAYA AÇILAN KAPISI

Açılış Sayfam Yap Sık Kullanılanlara Ekle İletişim


 
ILGAZ ÇÖREKÇİLER KÖYÜ SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ
SİTEMİZE HOŞ GELDİNİZ  
  ANASAYFA
  BENDEN YORUM
  KÖYÜMÜN VİDEOLARI 1
  KÖYÜMÜN VİDEOLARI 2
  GELENEK ve GÖRENEKLERİMİZ
  RESİM GALERİSİ
  RESİMLER
  ÇÖREKÇİ DEDE ve KÖYÜMÜZÜN ADI
  FAYDALI BİLGİLER
  ŞANS OYUNLARI SONUÇLARI
  Jilet, sakalın itibarını tıraş etti...
  ATATÜRK VE ANILARI
  => NERDEN,NEREYE....
  => İŞTE ATATÜRK
  => YARALI MUSTAFA KEMAL
  => ATATÜRK VE ANNESİ
  => Atatürk ve Azınlıklar
  => BİLİNMESİ GEREKEN
  => OLUR ŞEY DEĞİL
  => KÖYLÜNÜN CEVABI
  => ATATÜRK VE SPOR
  => ATATÜRK'ÜN AĞZINDAN
  => SOĞAN VE KURU EKMEK
  => SATIN ALINMAYAN ADAM
  => SARIŞIN YARBAY
  => ATATÜRK VE ADALET
  => ATATÜRK VE BABA KAVRAMI
  => YANLIŞLARIMI HALK DÜZELTSİN
  => FİKİRLERE SAYGI
  => MUSTAFA KEMAL VE GENERAL
  => ORDU VE POLİTİKA
  => ÇILGIN TÜRKLER
  => HALKIN NEŞESİNİ
  FIKRA SAYFASI
  KÜLTÜREL
  BiR TEBESSÜM HİKAYESİ
  KEDİYİ KAÇIRMAYIN (oyun)
  UYANMA PLATFORMU
  Onları ölüm bile
  Kaz göndersem
  Ayak mantarı bulaşıcıdır
  Üç Hikaye - Üç Ders - Bir Söz
  Maya kehanetleri
  Ağustos boceği ile
  Harika bir yazı... Lütfen
  Wikileaks & Türkiye
  SARIMSAK VE LİMONUN MUCİZESİ
  16 Dilde Sözlük
  KÜÇÜK BİR ÇOCUK
  Kırlangıçları hep çok sevdim
  Nükleer ve Kaddafi
  Türk Füzeleri
  DOĞA İÇİN ÇAL
  RADYO FENOMEN
  Müzik Sitemiz

******

manşetler

NTVMSNBC'ye gider

*******

Toplist Banner Network

Display Pagerank

Genel

FİKİRLERE SAYGI

FİKİRLERE SAYGI

Akşam Konya Valisi İzzet Bey, Köşk'te bir ziyafet vermiş, yemeğe Konya Milletvekilleri de davet edilmişti. O zamanlar Atatürk'ün özel kalem müdürü olarak gezide bulunan Hasan Rıza (Soyak)'ın bu yemekle ilgili bir hatırasını buraya aynen alıyoruz:

Konya'da Atatürk'e, halk tarafından hediye edilmiş olan konakta - ki, şimdi vali konağı olarak kullanılmaktadır- mebuslardan bazılarının da davetli olarak bulunduğu bir akşam yemeğinde, milli mücadeleden söz açılmıştı. Sofrada bulunanlar, o zamana ait hatıralarını anlatıyorlardı. Atatürk çok neşelenmişti. Bu tatlı sohbet en hararetli noktasına geldiği bir sırada mebuslardan Refik Bey (Koraltan) Atatürk'e hitaben uzun bir nutuk vermeye koyuldu; özet olarak, "her şeyi yapan sensin, bütün varlığımızı sana borçluyuz; sen olmasaydın, başka hiç kimse, hiçbir şey yapamazdı, bundan sonra da yapamaz. Allah seni başımızdan eksik etmesin..." demek istiyordu.

Atatürk'ün neşesi kaçmış, bunalmaya başlamıştı, bahsi kapatmak istedi:

"Beyefendi," dedi, "bütün yapılanlar, herkesten evvel Büyük Türk Milleti'nin eseridir. Onun başında bulunmak bahtiyarlığına ermiş bulunan bizler ise, ancak onun şuurlu fedakarlığı sayesinde ve fikir ve iman birliği içinde müşterek vazife görmüş, öylece başarı kazanmış insanlarız. Hakikat bundan ibarettir."

Fakat Koraltan, alkolün tesiriyle coşmuştu, susmak niyetinde değildi, atıldı: "Paşam bu kadar yüksek tevazua tahammülümüz yoktur."

Atatürk artık iyice sinirlenmişti; sesini biraz yükselterek cevap verdi:

"Efendim; müsaade buyurunuz... Ortada tevazu filan yok... Gerçeğin ifadesi vardır. Zatıalinize bir şeyi hatırlatacağım; elbette dikkat etmişsinizdir; ben önümüze çıkan meseleler hakkında, her zaman uzun uzadıya konuşur, istişarelerde bulunurum; herkesi söyletir ve dinlerim. İtiraf edeyim ki, konuşulacak meselelerin hal şekilleri hakkında vazıh bir fikre sahip olmadan müzakerelere girdiğim olmamıştır; bu konularda, ancak arkadaşlarımı yani sizleri dinledikten sonradır ki kanaate varmışımdır. Binaenaleyh tatbikatta olduğu gibi, verilen kararlarda da hepimizin hissesi vardır, bunu bilesiniz."

Biraz sustuktan ve düşündükten sora devam etti:

"Şimdi mevzuun asıl ince noktasına geliyorum; beyefendi; içeride ve dışarıda şahsıma karşı suikastlar tertip edilmesinin sebep ve hikmeti nedir; hiç düşündünüz mü? Bu tertiplerin peşinde koşanların benimle bir şahsi alıp veremedikleri mi vardır? O da değil... Sizin sözlerinizin de onların sakat muhakemesine uygun olduğunu bilmem fark edebiliyor musunuz?

Çok rica ederim beyefendi. Eğer samimi iseniz; bu fikri kafanızdan çıkarınız. Hatta böyle düşünenlere rastlarsanız, onlara da aynı şeyi ihtar ediniz. Herkes milli vazife ve mesuliyetini bilmeli ve memleket meseleleri üzerinde o zihniyetle, düşünüp çalışmayı itiyat edinmelidir."

Sonra sofradakilere döndü:

"Efendiler," dedi; "Size şunu söyleyeyim ki, İnkılâpçı Türkiye Cumhuriyetini benim şahsımla kaim zannedenler çok aldanıyorlar, Türkiye Cumhuriyeti; her manası ile, Büyük Türk Milleti'nin öz ve aziz malıdır. Kıymetli evlatlarının elinde daima yükselecek, ebediyen payidar olacaktır. Şimdi rica ederim artık bu bahsi kapayalım, bir daha da tekrar etmeyelim."

 

Önder, Mehmet; Atatürk Konya'da, Ankara 1989, S. 100

 


 
   
BİRBİRİNİZDEN HABERİNİZ OLSUN LÜTFEN YAZILARINIZI BURAYA YAZIN  
 
*********


 
 
 

* ** ********

*****

 
 
 
BİLGİLERİNİZ SİSTEMİMİZE KAYDEDİLMEKTEDİR.
BİLGİLERİNİZ SİSTEMİMİZE KAYDEDİLMEKTEDİR **** *****
 
AÇIKLAMA : Bu site ismi verilen dosyaların kendilerini barındırmamaktadır ve sorumlulukları kaynaklara aittir. Hak sahibinin talebi durumunda derhal sitemizden kaldırılacaktır. Sitede verilen linklerin yasalara aykırı kullanımı karşısında oluşabilecek hiçbir sorundan sitemiz sorumlu değildir .

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol